|
Bildirim
|
Dizel yakıtları benzinin yarısına dahi düşse bizim ülkemizde dizel araç fiyatları düşmez, tam tersine benzinli araç fiyatları artar. Yani günün sonunda halkın lehine bir sonuç oluşacağını sanmıyorum.
|
Ben dizel aracımla 300 tl'ye 1300 km yol yapıyorum. Benzinli ile anca yarısı yapabilirim. Dizel'den şaşmam.
|
Kendimi bildim bileli, yani 32 yıldır benzinli araç kullanıyorum. Bunca yıl dizel tarafında neler oluyor diye de merak etmedim açıkçası. Hepimiz biliyoruz ki dizelin hem sıkıştırma oranından hem de yakıt fiyatından dolayı ekonomik olması dizel araç fiyatını etkiledi. Ancak son zamanlar bu yakıt rakamlarının neden kafa kafaya geldiğine baktığımda garip bir durumla karşılaştım. Forbes'teki bir makale 1994'ten 2018'e kadar benzin/dizel fiyat oranını grafiğe dökmüş. Ayrıca dizeldeki fiyat artışının nedenlerini de açıklıyor. Beni şaşırtan nokta dizelin benzini geçtiği tarihin 2004-2005'ler olması. Bugüne kadar dizelin fiyatı hep benzinden fazla olmuş.
Makaleden anladığım kadarıyla, bunda en önemli faktör dizeldeki sülfürün doğaya ve insan sağlığına zararı (asit yağmurlarına neden olması ve insanda solunum yetmezliği etkisi). 1990'lardan itibaren çeşitli kısıtlamalar getirilmiş. Örneğin düşük yoğunluklu sülfür içeren dizel (ULSD) şartları başlamış. Bu kısıtlama dizel hammaddesinin çıkartılmasında veya dağıtım sonrası filtrelenmesinde maliyetleri arttırıyor. Yıllar geçtikçe de kısıtlamalar her alana yayılıyor. Örneğin bizim gibi ülkelerde halen ULSD kısıtlaması yok. Özetle ucuz dizel kullanıyoruz. Dizel üretimi ve dağıtımı yapan işletmelere 2020 başında Uluslararası Denizcilik Organizasyonu önemli bir kısıtlama getiriyor. Tüm denizcilik alanında ULSD şart olacak. Kabaca günlük 3.5 milyon varil hacminde olan yoğun sülfüre dayalı dizel ticaretine bir darbe bu. Gidişat bu işletmelerin ULSD standartına dönüşmeye zorlayacak. Bu geçiş ise uzun vadede yoğun sülfürlü dizel kullanan bizim gibi ülkeleri bir çıkmaza sokacak gibi görünüyor. Yani deniz bitti kara göründü demek yanlış olmaz. https://www.forbes.com/sites/rrapier/2018/08/26/why-diesel-prices-are-set-to-soar/#7fe2abe71f0c |
tamam almayız söz.
|
Uyarı için tşk'ler. Gerçekten bizi aydınlattın. Şimdi dizel sahibi herkezzz ben de dahil, araçlarımızı satıyoruz.
|
Psikolojik tarafı, bir defa borca harca katlanıp araç aldıktan sonra daha az yakacağını düşünerek gezmek rahatlatıyor insanları. Tüm resime bakmak gibi bir adetimiz pek yok.
Diğer yandan bundan 10 yıl önce de 1.6 dizeller şehir içi 6-7lt yakıyordu, şimdi de öyle. Ancak 10 yıl önceki benzinli araçlar böyle değildi, modern benzinli otomobiller 9-10lt'lerden 7-8'lere düştüler. Dahası 1.3lt altı olanların vergi avantajı da var. Tamam dizel basınca bile yakıt çok artmaz, yüksek hızda daha az yakar vs de o eşiği geçtik artık. Deli gibi yol yapmayana az yakan modern bir benzinli daha uyguna geliyor. Gerçek manada ekonomi olarak bakarsak LPG'den başka yol yok bu ülkede. Bütün otomobillerin satışı çakılırken, garantili LPG'li Civiclerin satışı kaşına gözü hatrına artmadı. 5 yıl önce benzinle 80 kuruş olan fark 3tl'lere çıkmış, avantajının tartışması yok. |
Ya hu forumda dizel düşmanı bir güruh var, bunlar genelde 1.4 motor benzinli bir araba almış, parası 1.6 dizele yetmemiş insan güruhu gibiler.
Kardeşim sen hiç dizele bindin mi ? arabayı yakıyorum, deli gibi gaza basıp deli gibi frene basıyorum, keyfim nasıl isterse öyle kullanıyorum, pati çekerek kalkıyorum yine de 7 litreyi geçmiyor, KUDUR. Sen ayağının altındaki yumurtayı hafif kaldır bakalım 10-12 litreler nasıl kolay geliyor. Herkes farkında benzinli motorun çok çok çok daha iyi olduğunu ama farkında olmak yetmiyor, bir de zengin olmak lazım, singer dikiş makinası gibi pürüssüzce çalışan 6 silindirli benzinli güzel bir motorun en güzeli olduğunun biz de farkındayız, dizelin yeri gelince traktör gibi çalıştığının da farkındayız ancak el mecbur. Kimse mecbur olmadan dizel çilesini çekmez zaten. Ben şahsen öyle dikkat ede ede sağ şeritte yavaş yavaş uyuz gibi araba kullanamam. Trafik kuralları dahilinde hız limitlerine ve duruma bağlı olarak a noktasından b noktasına en hızlı şekilde gitmeye çalışırım. Araba benim için beynimin bir köşesini işgal eden bir amaç olamaz asla, araçtır, kullanır geçerim, bir de o az yaksın diye narin davranamam ona. selametle, az taşlayın beni. |
Dizel araç satışında sadece ticari amaçlı satışlar yapılmalı bireysel kullanıcılara benzin yada hybrid olmalı... Bu dünyada bir biz yasamayacagiz gelecek nesilleride düşünmek gerekli
|
Dostum insanın yaptığı her işin doğaya az-çok bir zararı var zaten. Doğaya hiçbir etki etmemek için ölü olmak lazım. :)
Dizelin daha çok zararı var denmesi emisyon yüzünden. Şimdiye kadar bu konuda öne çıkan Karbondioksit salınımıydı. Örneğin bende Megane-4 1.6 var. CO2 salınımı 142 Gr/Km. 1.6 dizeli ise 103 Gr/Km. Sadece karbondioksit açısından bakarsak dizel daha temiz bile diyebiliriz. Ancak CO2 daha "organik" bir gaz. Doğada çevrimi yoğun olan bir gaz. İnsanlar, hayvanlar ve yanma ile doğaya CO2 salıyoruz. Ancak diğer taraftan fotosontez yapabilen canlılar da bunu kullanıp çevirebiliyor ve Karbondioksiti temizleyebiliyor. Ayrıca nispeten hafif bir gaz olduğundan atmosferde daha çok yükselip, daha çok parçalanabiliyor. Yani doğada zaten iyi işleyen bir CO2 çevrim mekanizması mevcut. Sorun bizim bunu doğanın işleyebileceğinden daha yüksek salmamız. Dizelde ise sorun ancak son senelerde gündemde ön sıralara yükselen nitrojen oksit (NOX) moleküllerinin salınımı. Bu gazlar CO2'ye göre çok daha zehirleyici. Sıvı (su-su buharı) ile birleşip asitlere dönüşebiliyor, bu ise canlı dokularında tahribata neden olabiliyor. Özellikle soluduğunuzda akciğerlerdeki su-su buharı ile bunu yapabildiğinden sağlığa çok daha zararlı. CO2 de suyla aside dönüşebiliyor ama çok daha zayıf ve tehlikesiz bir türe. Karbonik aside mesela. Her kola-gazoz vb içtiğinizde çıkan ve yuttuğunuz şey. Zaten insan kanında doğal olarak bulunan bir madde karbonik asit. Hücrelerden çıkan CO2 ve kandaki su sebebiyle. NOX ise bu bakımdan canlı metabolizmalarına çok daha yabancı ve çok çok daha zararlı bir madde. Ayrıca doağanın güçlü bir CO2 çevrim mekanizması varken, NOX için bu mekanizma çok zayıf. Fotosentez ile CO2 temizleyen geniş bir yaşam havuzu (bitkiler, algler vb) varken NOX kullanabilen-çevirebilen çok az canlı var. (genelde bakteriler) Dolayısı ile artan NOX salınımı artan CO2 salınımından daha büyük risk yaratıyor. Yine NOX bileşikleri CO2 molekülüne göre daha ağırlar. Bu da yer yüzeyine daha yakın kalmaları ve CO2'ye göre daha yüksek yoğunluk oluşması demek. Bu durum canlılara zarar verme oranını da artırıyor doğal olarak. Üstelik yeryüzeyine yakın CO2 birikimini temizleyebilecek bitkiler varken bu oran NOX için çok çok daha düşük seviyede. Atmosferde de CO2 moleküllerine göre dana az miktarda üst katmanlara yükseldiklerinden parçalanma miktarları da daha düşük. Yani aynı miktarda CO2 ve NOX salsak, NOX çok daha hızlı birikiyor. /hem parçalanması az, hem de CO2 fotosentez çevrimi gibi güçlü döngüsü yok) Bu yüzden son zamanlarda dizelin zararları (doğal ve doğru olarak) ön plana çıktı. |
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
|
|
|
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
|
|
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > |
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Acil Stop -- 21 Kasım 2018; 13:45:53 > |
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > |